Gaziantep’in Kurtuluşu’nun yıl dönümü kutlanıyor (Gaziantep’in Kurtuluşu kaçıncı yılı?)
6 mins read

Gaziantep’in Kurtuluşu’nun yıl dönümü kutlanıyor (Gaziantep’in Kurtuluşu kaçıncı yılı?)

Türkiye’nin önemli kentleri arasında yer alan Gaziantep, milli mücadele yıllarında gösterdiği kahramanlıkla da farklı bir öneme sahip. Kurtuluş Savaşı döneminde tüm olumsuzluklara rağmen 2 yıl gibi uzun bir süre aç ve susuz düşmana göğsünü siper eden Gaziantepliler, kendilerine vatan topraklarını emanet eden şehit ve gazilerini rahmetle anıyor.

Kurtuluş hikayesi kahramanlık örnekleriyle dolu Gaziantep, Mondros Mütarekesi’nin 7. maddesi gerekçe gösterilerek 15 Ocak 1919’da İngilizler tarafından işgal edildi ve Eylül 1919’da Fransızlara bırakıldı.

Aralarında gönüllü Ermeni birliklerinin de bulunduğu “Fransız işgal kuvvetleri” 29 Ekim 1919’da Antep’e girdi. Kentte büyük tepkiyle karşılanan işgal, 29 Ekim günü 13. Kolordu Kumandanı Ahmet Cevdet Bey tarafından işgal kuvvetleri kumandanına bir telgraf yazılarak protesto edildi.

Ermeni tercümanla şehre gelen bir Fransız subayının, 5 Kasım 1919 Cuma günü Akyol Camisi’nde asılı Türk bayrağını Türk polisine zorla indirtmesi, Antep’in kurtuluşunu ateşleyen olay olarak tarihe yazıldı.

Fransız askerleriyle Türk polisleri arasında çıkan kavga nedeniyle örgütlenen Cemiyet-i İslamiye tarafından, 23 Kasım’da büyük bir miting düzenlenerek, bir taraftan haksız işgal protesto edildi, diğer taraftan da halkın içindeki özgürlük ateşi alevlendirildi.

Bu arada Mustafa Kemal Paşa, 1 Aralık 1919’da Kazım Karabekir’e “son derece gizli tutulması” gereken bir telgraf göndererek, Kilikya, Urfa, Maraş, Antep işgalinin ve Ermenilerin yaptıkları cinayetlerin şiddetle protesto edilmesini ve mücadelenin ilanını bildirdi.

Ocak 1920’de şehir dışında ilk mücadele başladı, Fransızların Kilis ve Maraş’a giden kuvvetleri henüz yollardayken etkisiz hale getirildi.

Kentin düşman işgalinden kurtarılmasında önemli görevler alan Şahin Bey, Antep-Kilis yolunu kapatarak Fransız garnizonunun Katma’daki tümeniyle irtibatını kesti.

Çocuklar hep ön planda

Kentte direniş sürecini hızlandıran 21 Ocak 1920’de yaşanan bir olay da halkın sabrını taşırdı ve topyekun mücadele başladı. Akşama doğru bugünkü İnönü Caddesi’nde, askeri fırın önünden 10 yaşındaki oğlu Mehmet Kamil ile geçen bir kadının, sarhoş 2 Fransız askeri tarafından taciz edilip, peçesi açılmak istendi. Bu sırada annesini korumak için Fransızlara taşla saldıran küçük Mehmet Kamil, askerler tarafından süngülenerek şehit edildi.

Bugün “Şehit Kamil” olarak bilinen Mehmet Kamil’in öldürülmesinin ardından kentteki iş yerleri günlerce kapalı kaldı ve bölgedeki bazı illerde Antep’e destek mitingleri düzenlenmeye başladı.

Antepli çocuklar kimi zaman cephedeki büyüklerine mermi taşıdı, kimi zaman su ve yemek götürdü. Haberci olarak iletişimi sağlayan çocuklar, gerektiğinde düşman kuvvetlerinin kullandığı telgraf direklerine çıkarak telleri kesti. Küçük bedenlerine rağmen büyük kahramanlıklar sergileyen çocuklardan birçoğu şehit veya gazi oldu.

Açlık sınavı başarıyla geçildi

Mücadele sırasında Antepliler, düşmana karşı mücadele verirken kent bir süre kuşatma altında kaldığı için açlık ve yoklukla da ayrıca mücadele etti.

Geçmişten bugüne kentte kulaktan kulağa aktarılanlara göre, Kurtuluş Savaşı döneminde insanlar bir buğday tanesine bile ihtiyaç duydu. Kentin kurtuluş döneminde yaşadığı dile getirilen yoklukla mücadeleyi 5 yıl önce 103 yaşındayken vefat eden Hatice Köse, şöyle anlatmıştı:

“Biz o zamanlar çocuktuk. Bir buğday tanesine bile muhtaçtık. Annem bizi savaş döneminde bir süre kaleye götürmüştü. Kalede yiyecek bulamadığımız zamanlarda annem ot toplardı ve onları kaynatmaya başlardı. Anneme ‘Ne oldu:’ diye sorduğumuzda ‘Pişiyor’ derdi. Bu süreç biz uyuyana kadar devam ederdi. Ama bunları hiç dert etmezdik. Çünkü bilirdik ki vatan kurtarılacaktı.”

Şahin Bey, 28 Mart 1920’de Kilis yolunda Fransızlarla milis güçleri arasında Elmalı Köprüsü üzerinde çıkan çatışmada şehit düştü. Halkın çok sevip saydığı Şahin Bey’in şehit düşmesinin ardından, 1 Nisan 1920’de şehirde şiddetli bir harp başladı. Şehrin 27 mahallesine bir semt reisi tayin edildi ve Antep halkı 1 Nisan 1920’den 7 Şubat 1921’e kadar “Ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum” diyerek Fransızlara karşı direniş gösterdi. Bu süre içerisinde yapılan kuşatma, Antep halkını açlık, sefalet ve mühimmat sıkıntısıyla karşı karşıya bıraktı.

Yaklaşık 10 ay süren ve kentin nüfusunun dörtte birine tekabül eden 6 bin 317 vatan evladının şehit verildiği çatışmalar sürerken, yapılan bu fedakarlıklara karşılık TBMM, Antep’e 8 Şubat 1921’de “Gazi” unvanını verdi.

25 Aralık’ta zafer geldi

Fransızlar Ankara Antlaşması’nın ardından 25 Aralık 1921’de şehri boşaltmaya başladı, 2 yıl süren işgalden sonra Gaziantep’ten zafer ve özgürlük nidaları yükseldi.

1921 yılındaki “Gazi” unvanından sonra, halkın Milli Mücadele’de gösterdiği takdire şayan hizmetlerinden dolayı TBMM tarafından, mücadeleden 87 yıl sonra 7 Şubat 2008’de çıkarılan 5734 sayılı kanunla Gaziantep’e “İstiklal Madalyası” verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir